Yaratılan veya ortaya koyulan bir ürünün “sanatsal-bilimsel
değeri” doğal olarak kişiye göre değişir. Bir ürünün “oyun, film, müzik, resim,
kitap vb.” biçimlerde okur/izleyici veya muhatabına sunulduktan sonra işin ehli
olanlarca “beğeni” ölçütleri için kesin bir çerçeve çizmek her zaman zor
olmuştur. Bu yüzden beğeni kendi normunu da beraberinde getirir. Sanat
eleştirmenleri için “eleştiri biçimleri” gözlenebilir etik zeminde olması
beklenir. Bu da eleştirmenin üslubuna, bilgi ve görgüsüne de bağlıdır…
Meselenin vahameti anlaşılabilmesi için başta Yaşam Kaya’nın[1]
Aydın Orak’la ilgili yazısı, sonrasında şu röportajları[2]
da okumanızı öneririm…
Aydın Orak’ı şimdiye kadar sadece bir “tiyatrocu”
olarak biliyordunuz, kimi sonradan “sinemacı” olarak gördü, arada şair-çevirmen
ve müzisyen olarak da görülmüştü ama şimdi okuyacağınız yazıdan sonra önceki
tüm bildiklerinizi unutun; çünkü o bir “Kürt Edebiyatını dirilten adam”ı olarak
geri geldi![3]
Bütün Kürt tiyatrocularının ürettikleri “tasvip
etmediklerim de dahil olmakla” onları önemsemek ve hakkıyla değerlendirmek
mecburiyetindeyiz. Her zaman için esas olanın “ürün” olduğunu gözden kaçırmadan
ve bunun bir öncelik olarak “eleştirinin” merkezinde tutularak eleştirinin
amacına uygun bir yaklaşım olduğunu düşünürüm. Aydın Orak’ın başta “Kürt
Tiyatrosu” hakkında yazmış olduğu kitap ve bu kitap bağlamında son dönem
verdiği röportajlardaki beyanları, bu yazıyı yazmamı zorunlu kıldı. Daha önce
Aydın Orak hakkında Recep İçen’in yazısından[4]
sonra (sırası geldiğinde bu “olay” ayrı bir yazı olabilir) “yine” bir
zorunluluktan dolayı kendimi son anda yazmaktan vazgeçirmiştim; ancak Kürt
Tiyatrosu hakkında Aydın Orak’tan kaynaklı bu “önlenebilir” bilgi kirliğine bir
cevap hakkımın olduğunu düşünüyorum. Aydın Orak hakkında yazmak bana hiç cazip
gelmediği için ve zaten yeterince “sorunlarla boğuşan” Kürt tiyatrocularının
gündeminde bu yazının “zamanı” olmadığını düşündüğüm için bu konuyu hep
öteledim. Bu kıyamet ve savaş gündeminde, ötelediğimiz ve anlatmaya ne fırsat
ne de sırası olmayan birçok konuda gibi…
Aydın Orak’ı yaptığı ve yapamadığı işlerden
biliyorum. Kürt Tiyatrosu hakkında hiçbir mesaisi olmayanların bile “çalakalem
kelamları”na bırakın itibar etmeyi söz konusu bile yapmanın “yersiz” olacağını
düşünüyorum; ancak Aydın Orak gibi birisinin –ki kendisi 1997’den günümüze kadar
sadece Kürtçe tiyatro yaptığını her fırsatta belirtmekte- ve 15 yıldır Kürt
Tiyatrosu hakkında araştırma yaptığını dillendirmesi, beni ilgilendirir ve
düşündürtür. Netice itibariyle Kürt tiyatrosu hakkındaki “araştırmaları” ve
söyleşilerini hesaba katmamak, tiyatroya büyük haksızlık olurdu. Buradan hareketle
Aydın Orak’ın portresinden“Kürt Tiyatrosu” kitabına ve diğer yazdıklarına geçebiliriz.
Aydın Orak’ın Kürt Tiyatrosu kitabı hakkındaki çıkan
bütün haberlerde istisnasız servis edilenler, şöyle başlar: “Oyuncu ve Yönetmen Aydın Orak, 15 yıl
boyunca biriktirdiği Kürt tiyatrosuyla ilgili bilgi, belge, fotoğraf ve
dokümanları bir kitapta topladı.”[5]
(Google’dan bu haberlerin versiyonlarına bakabilirsiniz.)
Yavuz Akkuzu’yla birlikte hazırladığımız “Kürt
Tiyatro Tarihi” kitabı, Eylül 2015’te Peywend Yayınları’ndan çıkmıştı, yine
Mîrza Metin’in “Jêrzemin: Yeraltında Kürt Tiyatrosu” adlı kitabı Diyarbakır
Büyük Şehir tarafından 2014’te yayınlanmıştı. Aydın Orak’ın 15 yıl boyunca
hazırladığı “Kürt Tiyatrosu” kitabı için; “Bugüne
kadar Kürt Tiyatrosu ile ilgili Türkiye’de yayınlanan tek kaynak kitap olarak
gün yüzüne çıkıyor.”[6]
ifadesi bir hata göstergesi değilse büyük bir yalan ve aymazlık değil midir?
Kendini bu şekilde sunmanın hangi etik bir yönü vardır? Okuru kandırmanın
anlamı nedir, yanlışta ısrar etmenin veya görmezden gelinmek istenilenin er geç
ortaya çıkacağını bilmemek, günü kurtarma ve bir basiretsizlik örneği değil
midir? Bir Kürt tiyatrocusunun bu hesabının gerekçesi var mıdır?
Aşağıda Aydın Orak’ın “Kürt Tiyatrosu-
Mezopotamya’da Tiyatronun Doğuşundan Modern Kürt Tiyatrosuna” kitabının
içindekiler[7]
kısmına bir göz atalım:
İÇİNDEKİLER
Başlarken (Sayfa 11)
Özet Olarak Kürtler 17 (En sevdiğim kısım, sonradan okuyacaklarınız da aynı vaziyette: ya
aşırma veya özet J
)
DÜNYA VE MEZOPOTAMYA'DA TİYATRONUN KAYNAĞI
1. Tiyatronun Doğuşu 19
2. Mardin'de İki Bin Yıllık Tiyatro Maskeleri 25
3. Mardin'de Tiyatro Dekoru 27
4. Antik Tiyatrolar ve Mezopotamya 28
5. Dengbêjlik, Kürt Tiyatrosunun Temeli 29
6. Divan=Sahne, Dengbêj=Oyuncu 30
7. Köy Seyirlik Geleneği 33
OSMANLI’DA KÜRT TİYATROSU
1. Kürtlerin En Eski Tiyatro Eseri Ecel-i Kaza mı?
39
2. Kürt Tiyatrosu 1893 Şikago Dünya Fuarı’nda 45 (Yazarı
Cafer Sarıkaya’dır)
3. Memê Alan, İlk Kürtçe Tiyatro Metni 57
TÜRKİYE’DE KÜRT TİYATROSU (Bu bölümde sayfa 71’den 140’a
kadar olan kısmı, karşılaştırmalı bir okuma için Mîrza Metin’in kitabına
bakabilirsiniz!)
1. Hücrede Bir Gecede Yazılan “Kara Yara” 62
2. Haşmet Zeybek'in “Irgat” Oyunu Kürtçe’de 70
3. Cezaevinde Kürt Tiyatrosu 71
4. İstanbul'da Kürtçe Oda Tiyatrosu 71
5. Teatra Evîna Welat / Ülke Sevdası Tiyatrosu /
İstanbul 75
6. Teatra Jiyana Nû / Yeni Yaşam Tiyatrosu /
İstanbul 78
7. Şanoya Roja Azadî / Özgürlük Günü Tiyatrosu /
İstanbul 89
8. Teatra Amar / İstanbul 90
9. Şanoya Hêvî / Umut Tiyatrosu / İzmir 91
10. Şanoya Yekbûn / Birlik Tiyatrosu / Adana 92
11. Teatra Arzeba / Mersin 92
12. Teatra Bakur / İstanbul 94
13. Seyrî Mesel Tiyatrosu / İstanbul 98
14. Tiyatro Avesta / İstanbul 102
15. DestAR-Theatre / İstanbul 109
16. Teatra Mezopotamya / Van 116
17. Teatra Arsen Poladov / Batman
118 18. Roja Avesta Tiyatrosu / Diyarbakır 120
19. Teatra Demsal / İstanbul 122
20. Tiyatro Boyalı Kuş / İstanbul
124 21. Teatra Sî / İstanbul
129 22. Teatra Arzela / İstanbul
131 23. Teatra Birca Belek / Cizre
132 24. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir
Tiyatrosu (DBŞT) 133
25. Sur Belediyesi Sanat Tiyatrosu / Diyarbakır 136
26. Teatra Mîtannî / Nusaybin 138
27. Cegerxwîn Gençlik Kültür ve Sanat Merkezi /
Diyarbakır 139
28. Teatra Yekta Hevî / Diyarbakır139
29. Batman Şehir Tiyatrosu 140
30. Tiyatro Tov / Batman 141
31. Teatra Zîv / İstanbul 141 (Teatra Zîv’de Çetoyê Zêdo (Ben)
varım diye adım özellikle belirtilmemiş J)
32. Teatra Deng û Bêj / İstanbul 141
33. TiyArtro / İstanbul 142
34. 1. Kürt Tiyatro Konferansı 143
35. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Kürtçe Bildirisi 148
36. Jêrzemîn / Yeraltı Kürt Tiyatrosu Arşiv
Çalışması 149
37. Kürdistan Tiyatro Meclisi 149
(Bundan sonraki kısımda hızlandırılmış bir
bölüm olarak da okuyabilirsiniz, çünkü hiçbir tarihsel zemin söz konusu bile
değildir. Buralardaki tiyatro faaliyetlerinin hangi şartlarda geliştiği ve
neler üretildiği hızlıca geçiştirilmiş! Veya derlemeye zamanı kalmadı, yoksa
araştırırdı!)
IRAK’TA KÜRT TİYATROSU 153
İRAN’DA KÜRT TİYATROSU 159
SURİYE’DE KÜRT TİYATROSU 161
ERMENİSTAN’DA KÜRT TİYATROSU 163
GÜRCİSTAN’DA KÜRT TİYATROSU 173
AVRUPA’DA KÜRT TİYATROSU 179
RUSYA’DA KÜRT TİYATROSU 183
ÜRDÜN’DE KÜRT TİYATROSU 185 (Burada Kürt tiyatrosundan tek bir örnek bile
yok!)
DAĞDA KÜRT TİYATROSU 191
Kaynakça 215-224 (ilk iki sayfa dışında, diğer
sayfalardaki kaynakça Cafer Sarıkaya’nın makale dipnotlarıdır.)
Kitabın içindekiler bölümündeki sayfalarına
bakıldığında esas bilgi ve belgeler daha önce; Mîrza Metîn’in hazırladığı
“Jêrzemîn: 1991-2013 Türkiye’de Kürt Tiyatrosu” kitabının içeriğinden oluşturulduğunu
görürüz. Bunun dışında “kotarılmış” genel geçer ve bilimsel değeri tartışmalı “internet
sayfalarından”[i]
derlediği veya daha önceki “Radikal Tiyatrosu” kitabında yer alan kendi gazete
yazılarının bir çeşitleme derlediğini görürüz. Kitaptaki kayda değer bölüm olan
ve Cafer Sarıkaya’ya ait olan “Kürt
Tiyatrosu 1893 Şikago Dünya Fuarı’nda” adındaki makaledir. Aydın Orak’ın bu
kitabında, makale diyebileceğimiz veya alıntıları belli olan yazıları
göremiyoruz. Cafer Sarıkaya’nın makalesindeki dipnotlar kitabın arka kısmında
yer verilmiş. Bir diğer ilginçlikse bu makalenin yazar adı, içindekiler
kısmında belirtilmemiş. Yangından mal kaçırmak dedikleri bu olmalı
sanırım. Aynı makaleyi daha önce hem
Kürt Tarihi dergisinde hem de Peywend yayınlarından Çıkan “Kürt Tiyatro Tarihi”
kitabında yer verdiğimizi belirtmeliyim. Şu kesindir ki; Aydın Orak sözünde
durdu ve dipnot kullanamadığı için Cafer Sarakaya’nın yazısı dışında bizim
kitaptan bir “harf bile almadan” kendi deyimiyle “kitabın kapağını açmadan çöpe
attım!” özlü cümlesine sadık kaldı, kayıtlara geçilmesinde fayda var!
Aydın Orak’a bir önerimdir: Kendisi yine Kürt
Tiyatrosu hakkında bir kitap daha yazarsa faydalanabileceği onlarca kaynak
kitap, makale, belgeyi kendisine ulaştıracağıma söz veriyorum; ancak telif ve çeviri
masrafına karışmamak şartıyla, zira o bildiğini okuyor! Son mağdurlarından
Recep İçen’in blogunda paylaştığı bir yazıyı olduğu gibi kitabına almış (sayfa
89-90).[8]
Bu yazının okurlarına özel ricamdır: Kürt Tiyatrosu’nu
merak ediyorsanız piyasadaki bütün kitapları okumanızı, tarihsel ve kaynak
referansları belirtilmiş eserlere itibar etmenizi öneririm. Zira bu konuda Aydın Orak’ın kendisi de
açıkça belirtiyor ve şöyle ifade ediyor: “Mesela internette birkaç yazı var ama
onların da dörtte ikisi benim yazılarım.”[9]
Veya şimdilik yazıyı burada kesip, 1997’den beri
bütün “sanatsal” işlerini Kürtçe yapan Aydın Orak’ın sosyal medyadaki
hesaplarına[10]
bakmanızı öneririm. Belirli gün ve haftalar veya basmakalıp Kürtçe cümleler dışında,
bana Aydın Orak’ın Kürtçe yazılmış bir yazısını göstermenizi rica ediyorum
(şöyle bir sayfaya bile razıyım, çevirdiği 2-3 kitap olan birinden bu beklenir
değil mi?) Kürt Tiyatrosuyla ilgili Aydın Orak’ın kitabı da dahil 3 Kürtçe
kitap almaya hazırım.
Son dönemlerde Kürt Tiyatrosu’na gönderme olarak “Söz konusu Türk Futboluysa gerisi
teferruattır.” tabirini kullanmayı ve yine bu ironiyle Türk Futbolu’na katkı
yapan herkese saygıda kusur etmemeye özen gösteriyorum; ancak Aydın Orak bu defa Kürt Edebiyatı’na in-direk
bile olmayan bir dalışla Futbol Federasyonuna bulaştı, camiaya geçmiş olsun…
[1] http://www.noktadergisi.info/kultur-sanat/kurt-edebiyatini-dirilten-adam-h14108.html
[2] http://remediosunhirkasi.blogspot.com.tr/2016/06/kesanl-ali-degil-haymanal-kurt-cemali.html
[3] Tiyatro
Eleştirmenliği ve Dramaturji bölümündeyken “eleştiri nasıl yazılmaz” konusunda
Yaşam Kaya’nın yazıları örnek gösterilirdi, daha o zamanlarda Taraf gazetesinde
ve diğer eleştiri yazıları bu eleştirmenlerin ilklerinde… Bundan haberi var
mıydı bilmiyorum. Şimdiki dramaturji öğrencilerine sormalı, acaba şimdi başka
hangi “eleştirmenler” var, merak ediyorum… Bir de Yaşam Kaya’nın
sevemediği/beğenmediği bir oyun eleştirisi bilen varsa, bana bir yazısını
gönderebilir mi?
[4] http://tavrosi.blogspot.com.tr/2015/09/aydn-orakn-kurt-tiyatro-tarihciligi-ve.html
[5] http://www.bodakedi.com/2016/05/kurt-tiyatrosunun-kitab-ckt.html
[6] http://www.tiyatrodergisi.com.tr/2016/05/13/kurt-tiyatrosunun-kitabi-cikti/
[7] Aydın
Orak, “Kürt Tiyatrosu”, Doruk Yayınları, 2016
[8] http://tavrosi.blogspot.com.tr/2015/05/cagdas-kurt-tiyatrosunda-yeni-bir-soluk.html
[9] Suzan
Demir: Bu araştırmayı yapmak kolay mıydı peki, derli toplu bir kaynaktan söz
etmek mümkün mü?
Aydın Orak: Pek mümkün değil. Çok dağınık bir sürü
kaynak var. Mesela internette birkaç yazı var ama onların da dörtte ikisi benim
yazılarım. http://remediosunhirkasi.blogspot.com.tr/2016/06/kesanl-ali-degil-haymanal-kurt-cemali.html
Bu kadar ciddiye alınmalı mıydı?
YanıtlaSilErdoğan Dost bende aynı fikirdeyim."Atılan taş ürküttüğümüz kuşa değmiyor"...Yada delinin biri bir kuyaya taşatar yüz akıllı çıkartamaz.deyimide kullanılabilir.
SilBulaşmasının sebebi nedir peki ?
YanıtlaSil